Sivilce, yaygın olarak görülen bir deri rahatsızlığıdır. Gençlerde daha çok görülmekle birlikte her yaştan insanın karşılaşabileceği bir problemdir. Sivilceler en çok yüz, sırt ve boyunda görülmektedir. Sivilceler gerilediğinde veya patlatıldıktan sonra, ciltte yara şeklinde izler veya lekeler bırakabilir. Bu lekeler hem sağlık hem de görünüm açısından oldukça olumsuz olabilir. Sivilcelerin patlatıldıktan sonra lekeye dönüşmesini engellemek için dermatologlara danışıldıktan sonra uygulanabilecek tıbbi tedaviler vardır. Bu ilaçlar ve tedaviler sayesinde sivilce izleri tamamen kaybolabilir. Cildin daha sağlıklı olmasını sağlayacak ve cildi iz ve lekelerden kurtaracak yöntemler aşağıdaki gibidir.
BİTKİLERİN VE BESİNLERİN İÇİNDE BULUNAN BİLEŞENLER
Cilt alanında uzman kişiler bazı malzemelerle kolaylıkla leke önleyici ilaçlar yapabilir.
Salisilik asit bunlardan biridir. Salisilik asit doğal yollarla elde edilen ve sivilce ile ilgili cilt bakım ürünlerinde kullanılan bir bileşendir. Cildin gözeneklerinden sivilceye yol açan sebum, kir, ölü deri hücreleri, makyaj artıkları ve diğer kalıntıların temizlenmesine yardımcı olur. Bunların yanında sivilce sonrasında bölgenin şişlik ve kızarıklığının en aza indirgenmesine de yardımcı olur. Böylece sivilcenin iltihaplanması ve yaraya dönüşmesi engellenir. Sivilce problemini sürekli olarak yaşayan insanların, günlük cilt bakımlarında kullanması gereken bir içeriktir. Salisilik asit bazı kişilerde hassasiyet veya kuruluk yaratabilir.
Retinoid, A vitamininin diğer ismidir. Retinoidler lokal olarak kullanılan ve iltihabı engelleyen maddelerdir. Sivilce yaralarını azaltır ve hücre yenilenmesini hızlandırırlar. Tüm cilt tiplerinde kullanabilen bu madde, sivilce izlerini tamamen geçirebilir. Fakat retinoidler kullanıldığı cildi güneşe karşı daha hassas bir hale getirebilir. Yara veya leke tedavisini retinoidler ile yapan herkesin dışarı çıkarken güneş koruyucu kullanması gerekmektedir.
Alfa hidroksi asitler ölü cilt hücrelerinden kurtulmaya ve tıkanmış gözenekleri temizlemeye yardımcı olur. Bu asitler soyucu etki göstererek cildin dış katmanını sıyırır ve alttaki yeni cildin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Böylece sivilce sonrası yaraların yol açtığı renk değişikliğini azaltmış olur.
Laktik asit, ciltteki ölü derilerin yok edilmesi için en iyi bileşenlerden biridir. Sivilce sonrası yara izlerinin görünümünü azaltır ve cildin genel dokusunu düzeltmeye yardımcı olur. Bunların yanında, koyu renk diğer türdeki leke ve izlerin de renklerinin açılmasını sağlar. Sivilce tedavisinde kullanılan piyasadaki birçok ürün laktik asit içerir.
Doğada birçok meyve ve sebzede doğal olarak bulunan bu bileşenlerin akne izlerine faydalı olabilmesi için klinik testlerden geçirilerek belirli oranlarda deriden emilebilir hale getirilebilmesi yüksek teknoloji gerektirir ve bu bileşenler ancak klinik laboratuvarlarda geliştirilir. Bu sebeple doğal ürünleri cildinize direkt sürmek yerine dermokozmetik olarak formüle edilmiş ürünleri tercih etmelisiniz.
SİVİLCE İZLERİ İÇİN İDEAL TEDAVİ YÖNTEMİ
Sivilce izi tedavilerinde kimyasal veya fiziksel olmak üzere farklı uygulamalar tercih edilir. Sivilce izlerinin giderilmesinde soyucu etki göstererek kolajen üretimini arttıran ve bu şekilde deri yenilenmesine yardımcı olan bileşenler kimyasal tedavinin temelini oluşturur. İçinde cildin ışıltısını yeniden kazandıran ve cilt hücrelerini yenileyerek dokuyu iyileştiren C ve E vitamini gibi antioksidanlar, retinoidler, hidrokinon ve azelaik asit içeren lokal tedaviler sivilce izlerinde oldukça etkilidir.
Fiziksel tedaviler ise başta lazer tedavileri olmak üzere dermaroller, dermabrazyon, iğneli radyofrekans gibi yöntemleri içerir. Bunların hepsinde amaç deri yüzeyinde kontrollü yara oluşturarak sivilce izlerinin geçirilmesini sağlamaktır. Bu yöntemlerle ilgili dermatologlardan bilgi alınabilir.
TEDAVİ İÇİN SİVİLCE İZİNİN TÜRÜ BİLİNMELİDİR!
4 tür sivilce izi vardır.
Birinci tür “ice pick” – yani çukur izleridir. Bunlar cildin derinlerine nüfuz eden küçük, dar ve derin sivilce izleridir. “V” şekli oluştururlar. Sivilce yüzeye doğru ilerlediğinde ve cilt dokusunu tahrip ettiğinde, silindirik, sütun benzeri bir iz bıraktığında gelişirler.
İkinci tür iz “rolling” – yani dalgalı izlerdir. Bunlar dalga benzeri bir görünüme sahiptirler ve geniş, sığ bir derinliğe sahiptirler. Bu izler, epidermis ve derinin en iç tabakası olan hipodermis arasında doku geliştiğinde gelişirler ve dalgalı görünümlerini oluşturmak için bir araya gelirler. Yani cildin üst tabakasının alt tabakalar tarafından içeriye doğru çekilmesinden kaynaklanırlar.
Üçüncü tür iz “boxcar” adıyla anılan izlerdir. Bu ismin verilmesinin sebebi ise izlerin krater şeklinde yuvarlak veya oval şekilli, birbirini takip eden izlerden oluşmasıdır. Doku kaybına neden olabilirler ve cilde diğer iz türlerine göre daha çok zarar verebilirler.
Dördüncü tür iz “hipertrofik” izlerdir. Bunlar yükselmiş yara izleridir. Cildin yaranın iyileştiğini fark etmeyip fazladan kolajen üretmesinden kaynaklanırlar.
Hangi tür sivilce izine sahip olunduğu kesin olarak bilinmiyorsa, dermatologdan mutlaka yardım alınmalı ve iz türüne uygun bir tedavi yöntemi uygulanmalıdır.
SİVİLCE İZLERİ NASIL ÖNLENEBİLİR?
Sivilce izlerinin daha oluşmadan önlenmesi hem cilt sağlığı hem de görünümü için en iyisidir. Bunu başarabilmek için en iyi yol, sivilce daha yeni çıktığı zaman harekete geçilmesi ve müdahale edilmesidir. Bunu yapabilmek için ise en iyi ilk adım evde önceden satın alınmış ürünlerle sivilceye müdahale etmektir. Bu ürünlerin içermesi gereken maddelerden en önemlisi salisilik asittir. Bu ürünler uygulandıktan sonra sivilce hala büyümeye devam ediyorsa, dermatoloğa gidilip reçeteli ilaçların danışılarak alınması gerekmektedir. Bu ilaçların yanı sıra, gözenekleri temizleyecek, bakterilerin artmasını engelleyecek ve iltihabı azaltacak ürünler de kullanılabilir. Bu ürünleri kullanmadan önce ise dermatoloğa danışmak gerekmektedir. Tedavide kullanılabilecek diğer ilaçlar ise şunlardır: Topikal retinoidler, topikal antibiyotikler, azelaik asit, antibiyotik tabletleri, kadınlarda kombine oral kontraseptif haplar, izotretinoin tabletleridir. İzotretinoin tabletleri ciddi yan etkilere sahip olabileceğinden, hamile ve emziren kadınların kesinlikle kullanmaması gerekmektedir.
Comments