Kolajen, vücutta bulunan bir aminoasit olarak bilinmektedir. Kökeni Yunanca da “glu” yani yapıştırıcı anlamına gelen kolajen, vücudun bir arada tutulmasını sağlayan, dayanıklılığı artıran ve cilde esneklik kazandıran en önemli proteinlerden biridir. Birbiri üzerine sarılmış olan üç adet alfa zincirinden meydana gelmektedir. Vücudun her yerinde bulunan bir protein olan kolajen, yaşlandıkça azalmaya başlamaktadır.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte vücutta meydana gelen kırışıklıklar ve sarkmalar çoğu kişinin ortak problemidir. Ciltte var olan bu tür problemlerin temel kaynağı kolajen eksikliği olarak karşımıza çıkar. Kemik ve kas dokusunun birbirine bağlanmasını sağlayan kolajen vücutta azalmaya başladıkça çeşitli problemler de baş göstermeye başlamaktadır.
Kolajenin Faydaları Nelerdir?
Sıkı ve Pürüzsüz Bir Cilt Yüzeyi: Kolajenin herkes tarafından en çok bilinen faydası cildi sıkılaştırması ve kırışıklıkları olabildiğince azaltmasıdır. Cilt yapısını ve kasları bir arada tutmayı sağlayan kolajenin vücuda girişi arttığında ciltte meydana gelen yaşlanma belirtileri ortadan kalktığından cilt daha pürüzsüz bir görünüme kavuşmaktadır.
İyileşen Dolaşım Sistemi: Kolajen cilt yüzeyinde olduğu gibi vücudun iç dokularında da iyileşme sağlamaktadır. Damar esnekliğini artırması ve doku yapısını güçlendirmesi sebebiyle kolajen, kişiye daha kaliteli bir dolaşım sistemi sunmaktadır. Dolaşım sisteminde yaşanan kalite artışı kardiyovasküler sisteminde iyileşmesini sağlamaktadır.
Esnek Eklemler: Kolajen eklemlerin daha esnek bir hale gelmesini sağlamaktadır. Özellikle eklem rahatsızlıkları bulunan kişiler eklem mobilitesi açısından kolajenden faydalanabilmektedir.
Gür ve Sağlıklı Saçlar: Doğal yaşlanma sürecinde saç telleri kalınlıklarını, dış etkenlere karşı koyma gücünü ve parlak görünümünü kaybetmeye başlamaktadır. Tüm bunlarda saçlarda kopmalara ve dökülmelere sebep olmaktadır. Direkt olarak dökülmeler başlamasa bile saçlar eskisi gibi aynı verimle uzamamaktadır. Saç tellerinin gücünü kaybedip dökülmemesi adına kolajen iyi bir tercihtir. Saç tellerini uyarıp kalınlaştıran kolajen, daha gür ve sağlıklı saçlara kavuşmayı sağlayacaktır.
Hızlı İyileşme Süreci: Çeşitli cilt problemleri veya doğal yaşlanma süreci ile birlikte iyileşmesi yavaşlayan yaraların bir çözümü de kolajendir. Temeline inildiğinde yaşlanmayla birlikte yaraların iyileşme sürecinin uzamasının sebebinin vücutta meydana gelen kolajen düşüşü olduğu tespit edilecektir. Kolajen takviyesi cildin yapılanmasını sağlayarak yaraların iyileşme sürecini hızlandırmaktadır.
Düzenli Sindirim Sistemi: Kolajenin içinde bulunan bir aminoasit olan glisin mide asidi üretimini destekleyerek yiyeceklerin sindirimini kolaylaştırmaktadır.
Azalan Selülitler: Cilt dokusunu içten ve dıştan pürüzsüz bir hale getirmeye yarayan kolajen, cilt yüzeyinin hemen altına yerleşmiş olan dağınık yağ dokusunu toparlamaya ve böylece selülit olarak adlandırılan görüntünün azaltılmasına yardımcı olmaktadır.
Kolajen Kaybına Yol Açan Faktörler Nelerdir?
- Çevre kirliliği, - Sigara, - Alkol tüketimi, - Uzun süreli güneş ışınlarına maruz kalma, - Kan şekerinin ani yükselişi, - Aşırı şeker tüketimi, - Paketlenmiş, rafine gıdalar, - Sağlıksız beslenme, - Uyku düzensizliği
Kimler Kolajen Kullanmaya İhtiyaç Duyabilir?
- Kuru ve hassas bir cilde sahip olanlar, - Cildi elastikiyet özelliğini kaybetmiş olanlar, - Cilt üzerinde leke oluşumu yaşayanlar, - Özellikle doğum sonrası vücudunda çatlakları olanlar, - Aşırı alkol ve sigara tüketimi sebebiyle saç, cilt ve tırnaklarında sağlıksız bir görüntüye sahip olanlar, - Tırnaklarında yavaş uzama, soyulma veya sık sık kırılma gibi durumları gözlemleyenler, - Saç ekimi yaptıranlar, - Doğal yaşlanma süreci veya çevresel faktörler sebebiyle cilt sorunları yaşayanlar, - Cilt yüzeyinde yara veya yanıkları bulunanlar, - Bariatrik operasyon geçirenler kolajen takviyesi ihtiyacı duyabilirler.
Kolajen İçeren Besinler Nelerdir?
Yeşil Sebzeler: İnsan sağlığı için birçok farklı faydası bulunan yeşil sebzelerin bir özelliği de yüksek miktarda kolajen içermeleridir. Yeşil yapraklı sebzelerde vücudumuzda bulunan prokollajen miktarını artıran klorofil bulunmaktadır. Klorofil vücudumuzda prokollajen miktarını artırmakla kalmayıp aynı zamanda vücudumuzu UV ışınlarına ve radikallere karşı korumaktadır. Özellikle ıspanak, pazı, lahana gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler tercih edilmelidir.
Sarımsak: Sarımsak aynı yumurta beyazı gibi yüksek miktarda kükürt içermektedir. Kükürt eklemlerde ciltte var olan kolajeni tetiklemektedir. Aynı zamanda hasarlı eklemleri onarmaya yarayan taurin ve lipit asitleri barındıran sarımsak, kolajeni artırmaya yardımcı olmaktadır.
Yumurta Beyazı: Yumurtanın beyazı kolajen ile birlikte yüksek miktarda amino asit ve kükürt içermektedir. Kükürt, kolajenin düşmanı olan toksinlerin vücuttan atılmasını kolaylaştırmaktadır.
Beyaz Çay: Beyaz çay, cilt proteinlerinin ve kolajenin moleküler yapısını korumaya yardımcı olmaktadır.
Avokado ve Avokado Yağı: Vücutta var olan kolajenin parçalanmasını engelleyen E vitamini açısından oldukça zengin olan avokado, yaşlanma etkilerini önlemeye yaramaktadır.
Soya Ürünleri: Soya, jenistein olarak bilerek bir bileşiğe sahiptir. Güçlü bir antioksidan deposu olan soya ürünleri, cilt hücrelerine zarar verebilecek serbest radikallere karşı cildi korumakta ve cildi sıkılaştırmaktadır.
Kırmızı Meyve ve Sebzeler: Kırmızı meyve ve sebzeler UV ışığının neden olduğu kolajenin parçalanmasını engelleyen ellagik asit içeriğine sahiptirler. Ahududu, elma, böğürtlen, vişne ve çilek gibi kırmızı meyveler vücutta kolajen üretimini artırmaktadır.
Fasulyeler: Fasulye, vücudu yaşlanma karşıtı bir madde olan hyaluronic asidi üretmeye teşvik etmektedir. Hyaluronic asit, cildin nem dengesini ayarlayıp cildi pürüzsüz ve nemli bir görüntüye kavuşturmaktadır. Aynı zamanda kolajen sentezini artırarak hücre yenilenmesini desteklemektedir.
Comentários