Koruyucusuz biçimde güneş ışınlarına maruz kalmak erken yaşlanma belirtilerinin ortaya çıkmasının en önemli sebebidir.
UVA ve UVB ışınları kırışıklıkların, hiperpigmentasyonun, elastikiyet ve kolajen kaybının, cilt dokusunun bozulmasının ve daha pek çok belirtinin ana nedeni olduğu dünyanın farklı bölgelerinde, farklı bilimsel çalışmalarda pek çok kez kanıtlanmıştır. Örneğin Dünya Sağlık Örgütü’nün “Güneşten Korunma: Temel Öğretim Kaynağı” adlı raporu, insanlara UV radyasyonunun sağlık üzerindeki risklerini ve kendilerini nasıl koruyacakları ile ilgili tüm bilgileri öğretmeye adanmıştır.
Güneş ışınlarının olumsuz etkilerini gösteren bir çalışmada farklı derecelerde güneş ışınlarına maruz kalan ikizler ele alınmıştır. Araştırma sonucunda güneş ışınına daha fazla maruz kalan ikizin, diğerinden 11.5 yaş daha yaşlı bir cilt dokusuna sahip olduğu belirlenmiştir. Amerikan Fotobiyoloji Derneği tarafından yayınlanan bir diğer araştırma ise, insanların 18 yaşına kadar güneş hasarlarının sadece yüzde 23'üne uğradığını ve bundan sonra her on yılda yaklaşık yüzde 10 daha fazla etkilendiklerini ortaya çıkarmıştır.
Tüm bu araştırmaları ve dermatologların güneş kremine verdikleri önemi düşündüğümüzde yaşlanma karşıtı bakımda kolajen ve elastin seviyelerinin yıkıma uğramasını engellemek, kırışıklık ve sarkma oluşumlarının önüne geçmek, ciltte meydana gelebilecek ton farklılıklarını önlemek ve daha pek çok yaşlılık belirtisiyle savaşmak için güneş koruyucusu kullanmak bakım rutininde en önemli adımdır.
Comentários